Karanlık malikanenin sessiz koridorlarında, yedi farklı yabancı bir araya gelmişti, hayatlarını bir araya getiren kaderin oyununda bir araya getirilmişlerdi. Gölgelerin içinde kaybolmuş, adeta bir labirentin içinde kaybolmuşlardı. Masanın etrafında toplanmışlardı, her biri kendi korkuları ve endişeleriyle doluydu. “60 dakikanız var, aksi takdirde hepiniz öleceksiniz” şeklindeki acımasız uyarı, her birinin ruhunu titretmişti. Kaçmak istediler, ancak kaderin elleri onları bu karanlık oyunda hapsediyordu. Zaman geçtikçe, geçmişin izlerini sürdüler ve her birinin derin sırları gün yüzüne çıktı. Her biri, yaşamlarının farklı anlarında işlenmiş hataların yükünü taşıyarak, birbirlerinin gözlerine baktı. Acı dolu anılar ve pişmanlıklarla yüzleştikçe, aralarındaki bağlar daha da güçlendi. Geçmişin hayaletleriyle boğuşurlarken, birbirlerinin yanında güç buldular. Sırların ve ihanetlerin ortaya çıkışıyla, aralarındaki gerilim arttı, ancak birlikte mücadele etme isteği daha da güçlendi.