Henry Wadsworth Longfellow, Amerika’nın en önemli şairlerinden biri olarak pastoral bir yaşamın huzurunu ve dinginliğini tatmaktadır. Doğanın sessizliğinde, New England’ın yemyeşil çayırlarında huzurlu bir hayat süren Longfellow’un dünyası, beklenmedik bir trajediyle derinden sarsılır. İç Savaş’ın acımasızlığı ve ailesinin parçalanması, Henry’yi derin bir sessizliğe iter. Kalemini bırakarak sessizliğe gömülen Henry, gün geçtikçe daha da umutsuzluğa kapılır. Ancak bir Noel sabahı, yüreğinde küçük bir umut ışığı hisseder. Bu küçük ışık, onu yeniden yazmaya ve hayatında yeni bir sayfa açmaya teşvik eder. Henry, kalemine tekrar sarılarak yıkılan inancını ve kaybettiği huzuru yeniden kazanmaya başlar. Şiirleriyle içsel huzurunu ve yaratıcı gücünü yeniden bulur.