Gece yarısının derin sessizliğinde, İstanbul’un bir barda yalnız başına nöbet tutan Samet, hayatının en karanlık dönemlerini yaşamaktadır. Babasının yıllar önce terk ettiği evin sessizliği, onun ruhunda derin yaralar açar. İstanbul’daki annesi Fatma ve küçük kardeşi Emre, başka bir şehirde yaşamaktadır; Fatma’nın bakıma muhtaç hali, Samet’i sürekli bir suçluluk duygusuyla boğar. Bir gün, Samet, babalarının izini bulduğunu iddia eder ve Emre ile birlikte Konya’ya gitmeyi önerir. İstanbul’dan ayrılmak, Samet için bir umut ışığı olabilirken, geride bıraktığı yalnızlık ve kaygılar ona ağır bir yük getirir. Bursa’da, 35 yaşındaki Ayşe Bedir, kocası Burak ve 7 yaşındaki kızı Ceren ile gündelik yaşamına devam etmektedir. Ancak, Ceren’in okula başlaması, Ayşe’nin hayatında büyük bir değişim yaratır. Okulun güvenlik görevlisiyle yasak bir ilişkiye başlamış olan Ayşe, bu ilişki yüzünden sevgilisiyle birlikte Konya’ya kaçmaya karar verir. Samet ve Emre, Konya’ya vardıklarında babalarının izini sürerken, Ayşe ve sevgilisiyle karşılaşırlar. Bu tesadüfi buluşma, her iki ailenin geçmişleriyle yüzleşmelerini zorlaştıran karmaşık bir döngüyü başlatır ve hayatlarını köklü bir şekilde değiştirir.