Ajan 117, adeta bir efsane gibi geri dönüyordu, geçmişin karanlığına ışık saçan bir meşale gibi. Fransa’nın en önde gelen gizli ajanı olarak tanınan bu adam, uzun bir süre görev dışı kaldığı zaman diliminde, dünyanın hızla değiştiğine şahit oldu. Teknolojinin yükselmesi, toplumların dönüşmesi ve siyasi manzaranın sürekli değişmesi, onun için sadece birer gözlem konusu değil, aynı zamanda doğrudan içinde yaşadığı gerçekliklerdi.
Ancak değişen dünya, Ajan 117’in görevini değiştirmedi. O, hala insanlığın kurtuluşu için mücadele eden bir kalkan gibiydi. Bu seferki görevi Afrika’ya taşımak için hazırlanırken, beklenmedik bir sürprizle karşılaştı. Çünkü bu kez yalnız değildi. Fransa istihbaratının geleceğin yıldızı olarak gördüğü genç yetenek, Ajan 1001, onunla birlikte olacaktı. İkili, Afrika’nın vahşi topraklarında buluşarak, karşılarına çıkacak zorlu maceralara cesurca meydan okumaya hazırlanıyorlardı. Ajan 117, deneyim ve bilgisiyle genç ajanı yönlendirirken, Ajan 1001 ise yenilikçi düşüncesi ve kararlılığıyla bu zorlu görevde ona destek olacaktı. Birlikte, insanlığın geleceğini korumak için bir araya gelmişlerdi.