Yeni bir hayata başlamak, her zaman heyecan verici olduğu kadar korkutucu da olabilir. Jo, bu karmaşık duygular içinde, ilk bebeği Ruby’yi kollarına almak için sabırsızlanıyordu. Ancak, Ruby’nin doğumunun ardından içindeki huzursuzluk, o kadar derinleşti ki, Jo artık her şeyin yolunda olduğuna inanmaktan vazgeçmek üzereydi. Evdeki sevinç dolu anların arasında, görünmeyen bir tehdidin onu sarmaladığını hissediyordu. Jo, annelik içgüdüsüyle, çevresine karşı daha temkinli hale gelirken, gerçek ile rüya arasında gidip gelen bir kabusun içine doğru adım atıyordu. Onun için bu süreç, sadece bir anne olmak değil, aynı zamanda en derin korkularıyla yüzleşme fırsatıydı. Jo, içindeki karanlığı aydınlatmaya çalışırken, anneliğin ne kadar güçlü bir duygu olduğunu keşfedecekti.