Londra’nın hızlı tempolu yaşamından kaçış arayışı, Andrew Blake’in hayatında dönüm noktası oldu. Eşinin kaybı sonrası yaşadığı derin acı, onu geçmişin izlerini bulabileceği bir kaçış rotasına yönlendirdi. Beauvillier malikanesine adım attığında, kendini bu tarihi ve gizemli malikanenin bir uşak olarak bulur. Mme Beauvillier’in yalnız ve içine kapanık hali, Odile’in mutfaktaki karmaşası, Philippe’in geçmişteki aşk acıları ve Manon’ın tuhaf temizlik ritüelleri, Blake’in karşısına çeşitli engeller olarak çıkar. Bu malikanenin karanlık köşelerinde karşılaştığı bu karmaşık karakterlerle kurduğu bağlar, onun kendini yeniden bulma çabasının merkezine yerleşir. Ancak bu süreçte yaşananlar, Blake’in umutlarının sınandığı ve kişisel mücadelelerinin doruk noktasına ulaştığı bir yolculuğa dönüşecektir.