Eflatun’un dünyası, karanlığın bile aydınlık yüzünü görmesini bilen bir bilge gibi olmuştur. Beş yaşındayken görme yetisini kaybetmiş olması, onun için bir engel değil, aksine bir kapı açmıştır. Babasının sevgisi ve öğretileri, ona her zaman karanlığın içinde bile umudu görebilmenin sırrını öğretmiş, hayata dair umutlarını asla yitirmemiştir. Saat tamircisi olarak çalışan genç kadın, her saatte hayatın ritmini hissetmiş, zamanın içinde var olmanın sırrını keşfetmiştir. Ta ki o gün gelene kadar. Şemsiyesini emanet eden o gizemli adamla karşılaşana kadar. Bu buluşma, onun için sadece bir karşılaşma değil, kaderin onu bekleyen sürprizlerle dolu yolculuğunun başlangıcı olmuştur. Artık aşkın ne demek olduğunu, karanlığın bile en sıcak tonlarını görebileceğini keşfetmiştir. Eflatun’un hikayesi, izleyicilere umudun her zaman var olduğunu hatırlatacak bir destan olacaktır.