İtalya’nın birleşme süreci, sadece siyasi sınırları değil, toplumsal hiyerarşiyi de alt üst etti. Salina Prensi Don Fabrizio Corbera, bu değişimin farkındadır ve ailesinin yüzyıllardır süregelen ayrıcalıklarını kaybetme korkusuyla yaşar. Yeni devlet düzeni, aristokrasinin gücünü zayıflatırken, Prens de ailesinin geleceğini korumak için çözümler arar. Yeğeni Tancredi’nin, halktan gelen ama varlıklı bir ailenin kızı olan Angelica ile evlenmesi, ailenin mali durumunu düzeltmek için bir çare olarak öne sürülür. Ancak bu karar, Prens’in kızı Concetta’nın duygularını hiçe sayar ve aile içinde derin bir gerilim yaratır. Prens, hem geleneksel değerlerini korumak hem de değişen dünyaya ayak uydurmak arasında bir ikilem yaşar. Bu süreçte, kişisel fedakarlıklar yapmanın kaçınılmaz olduğunu anlar.