Pamuk Prenses, zarafeti ve güzelliği ile tüm ülkenin dikkatini çekerken, aynı zamanda üveyannesinin nefretini de tetiklemektedir. Kraliçe, her gün bakmış olduğu sihirli aynada Pamuk Prenses’in güzelliğiyle karşılaşınca, öfkesi daha da büyümektedir. Onun hırs ve kıskançlıklarının hedefi haline gelen Prenses, artık bu tehlikeli ve karanlık durumun farkındadır. Üvey annesi onun varlığına duyduğu nefreti beslerken, Pamuk Prenses, kaçmanın zamanı geldiğini düşünmeye başlar. Bir gece, tüm cesaretini toplayarak sarayı terk eder ve karanlık ormanın derinliklerine yola koyulur. İçinde kayboldum hissi taşırken, aniden karşısına bir kulübe çıkar. Bu kulübe, yedi cücenin yaşam alanıdır; Pamuk Prenses, onları tanımadan içeri ilk adımını atar. Cüceler, onu hemen savunmaya alır ve ona sevgi gösterirken, kraliçe de Pamuk Prenses’in hayatta olduğunu öğrenince korkunç bir intikam planına girişir ve onu sonsuza dek uyutmak için zehirli bir elma hazırlar.